REYAN KANYAS
BENCUYA
Klinik Psikolog
Çatışmalı Kardeş İlişkileri
Yetişkinler Olarak Alınabilecek Önlemler
İnsanların kişiliklerinin şekillenmesinde, anne ve babaları ile olan ilişkilerinin yanında kardeşleriyle olan ilişkileri de önemli rol oynar. Etrafımızda kolaylıkla gözlemlenebileceği gibi, bazı kardeşler birbirleriyle çok iyi geçinirken, bazıları sürekli çatışma içindedir ve kavga hiç bitmez. Bu farklılıklara neden olan pek çok dış etken vardır. Ama kardeşler arası ilişkinin yapısını belirleyen etkenlerin en önemlilerinden biri anne-babanın çocukların hayatında aldıkları rollerdir.
Kardeşler arası ilişkiler cinsiyet, yaş farkı, doğum sırası gibi objektif etkenlerden olduğu gibi, anne-babanın kendi aralarındaki ilişkisi, çocuklara olan tutumu ve kardeşlerin birbirine karşı davranışları gibi sübjektif etkenlerden de etkilenir. Kardeş ilişkileri kişilik özelliklerini, zekayı etkileyebildiği gibi düşünme, konuşma tarzı ve hayatı algılayış biçimlerini etkiler. Dolayısıyla bu ilişkilerdeki aksaklıkların sonucu olarak çeşitli gelişimsel sorunlar oluşabilir.
Kardeşleriyle çatışma yaşayan çocuklarda içe kapanma, özgüven kaybı gibi depresif davranışlar görülebildiği gibi hırçınlık sinirlilik gibi agresif tutumlar da gözlemlenebilir. Bazı sorunlu kardeş ilişkilerinin neticesinde çocukların, olayları başkalarının bakış açısından görmekte ve duygusal tepkilerini kontrol etmekte zorlandıkları gözlemlenmiştir.
Kardeş ilişkisine dışarıdan bakıldığında, bu ilişkinin en belirgin özelliği; kardeş ilişkisinin seçime dayalı olmayan zorunlu bir ilişki olmasıdır. Kardeşler başka seçenekleri olmaksızın, birbiriyle ebeveylerin ilgi ve sevgisi için rekabet etmek; ailenin fırsat ve kaynaklarını paylaşmak ve bunu yaparken birbirlerine tahammül etmek zorunda kalır. Hiç kolay olmayan bu ilişki içerisinde çatışmaların çıkması kaçınılmazdır.
Kardeş ilişkilerinin olumlu gelişmesi için ebeveynlere düşen görev önemlidir. Yapılan hataların başında çocukları birbirleriyle karşılaştırarak aradaki rekabeti daha da artırmak gelir. Çocuklar aynı değildir ve farklı özellikleri vardır. Çocukların başarılı veya başarısızlık kavramları üzerinden kardeşiyle karşılaştırılması yanlıştır. Bunun yanında çocuklara eşit davranmak ve eşit ilgi göstermek için gösterilen aşırı çaba da kimi zaman çatışmaları körükler. Her çocuğun ihtiyacı farklıdır, ihtiyacı oranında ilgi ve zaman ayırılmalıdır. Eşit derecede sevildiği vurgulanırsa her eşit olmayan paylaşımda (sevgi, yemek, zaman, para) çocuk itilmiş hisseder.
Kardeş ilişkilerinin başlangıcı yeni kardeşe hamile kalınması ve doğması süreci ile başlar. Bu süreçte büyük kardeş kendi üzerinde azalan ilginin neticesi olarak yaramazlık, alınganlık gibi duygusal; veya ilgiyi üzerinde daha fazla tutma amaçlı takıntılı davranışlar sergileyebilir. Ayrıca uyku ve tualet düzensizliği gibi fiziksel etkiler de gözlemlenebilir. Bu belirtiler doğaldır ve neticesinde kesinlikle sorunlu bir kardeş ilişkisini getirmesi gerekmez. Bu süreçte çocuk doğumdan evvel yeni kardeş hakkında iyi bilgilendirilmeli; doğum öncesi ve sonrasında çocuğa verilen ilgi tutarlı olmalıdır. Çocuğun yeni kardeşle ilgili olumsuz reddedici hisleri anlayışla paylaşılmalı ve bu hisler nedeniyle suçluluk hissettirilmemelidir.
Kardeş ilişkisinin ilerleyen yıllarında da kardeş kavgaları çok doğal ve kaçınılmazdır. Bu kavgalar kesinlikle yasaklanmamalı ve öfkenin uygun yolla dışa vurulması engellenmemelidir. Aksi durumda uzun vadede pek çok fiziksel ve duygusal soruna yol açabilir. Ebeveyn; çocuklar arası problemin çözümüne müdahale etmemeli çözümü onlara bırakmalıdır. Bu şekilde çocukların pasifleşmesi önlendiği gibi hedefi ilgi çekmek olan kavgaların amacına hizmet edilmemiş olunur. Ayrıca çözümlerin adaletinin ve ebeveynin taraf tutup tutmadığı çocuk tarafından sorgulanmasına gerek kalmaz.
Anne babanın yaptığı bir diğer hata ise çocuklara çeşitli roller atfederek kişiliğini o yönde sınırlamak ve ilişkiyi o şekilde yönlendirmektir. Örneğin çocuğa abi veya abla (yetişkin) rolü vermek; tembel, kötü veya komik çocuk gibi roller vermek çocuğun bu rolü benimsemesi ve ona göre davranmasıyla sonuçlanabilir. Anne baba her türlü rolü çocuğa benimsetmekten kaçınmalıdır.
Tüm bu bilgiler ışığında kardeş ilişkileri de evdeki her ilişkinin bir parçasıdır. Eşler arası ilişkiler ve ebeveyn-çocuk ilişkilerinden bağımsız düşünülemez. Bu ilişkilerin tamamı kişinin yetişkin olduğunda dünya ile nasıl ilişkiler kuracağını belirleyen etkenlerdendir. Kardeşler arası ilişkinin sağlıklı olması evde kurulan tüm diğer ilişkilerin sağlıklı olmasına bağlıdır.