Terapist ile etkileşim halinde, somut bir duygusal problemi iyileştirmeye veya kişinin genel anlamda kendini daha iyi tanıyıp geliştirebilmesine yönelik bir çalışmadır. İlişkilerdeki problemler, stresle başetmede veya hayat değişimlerine uyum sağlamada yaşanan güçlükler, depresif his, öfke veya kaygı durumları, kişinin hayatına dair seçimlerde zorlanması gibi sıkıntılar ile terapi  süreci başlayabilir. Psikoterapi boyunca insanların iç dünyalarını daha yakından tanıma fırsatı buldukça, insana dair kötü, yanlış, sıkıcı, ayıp gibi kavramlar yavaş yavaş dönüşmeye başlar. Insan kendini veya ötekini gerçekten anlamaya başladığında en uzak durduğu, belki nefret ettiği, hatta korktuğu tarafların bile sevilesi  yüzleri ortaya çıkar. Bu yüzden  psikoterapi  kişinin hayata daha pozitif ve güvenle tutunabilmesini sağlar. 

Mesleğe yeni atılan terapistler için, klinik süpervizyon teorik ve teknik açıdan en önemli eğitim unsurlarındandır.  Klinik süpervizyon, psikoterapistlere danışanları ile daha güvenli ve verimli bir zeminde çalışabilmeleri adına, kıdemli başka bir klinisyenin gözetiminde kendi vakalarını tartıştığı bir çalışmadır. Terapistlerin kendilerini değerlendirmeleri ve geliştirmeleri için önemli bir fırsat sunar. Ayrıca klinik süpervizyon sayesinde mesleki işlevsellik ve meslek etiği güvenceye alınmaktadır. Üniversitelerde yüksek lisans eğitimi kapsamında veya özel olarak sunulan süpervizyon, bireysel olabildiği gibi grup olarak da tanımlanabilmektedir. 

​

​

​

​

Günümüzde  kurumsal dünya, ruh sağlığının önemini farketmiş ve çalışanlarının iş ve özel hayatalarındaki dengeyi sağlayabilmelerine destek olacak çalışmalara ihtiyaç duymaktadır. Şirketlerin yapısı ve ihtiyacına göre bireysel görüşmeler, grup çalışmaları, seminerler vb çalışmalar içeren projeler geliştirilmektedir. Ayrıca fabrikalara yönelik beyaz yaka çalışanlarından başlayıp mavi yaka çalışanlarına uzanana ruh sağlığına dair bilinçlendirici, önlem alıcı ve gerektiğinde müdehaleye yönelik çalışmalar uygulanmaktadır. 

​

​

​

​

​

​

​

​